- Evli bekar lutfen herkes okusun{{COK GUZEL}}

Adsense kodları


Evli bekar lutfen herkes okusun{{COK GUZEL}}

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
merziye
Thu 19 November 2009, 12:23 am GMT +0200
Bülent, avucunu açmış kendisine doğru elini uzatan adama ters ters baktı. Elli yaşlarında gösteren adam, görmeye alıştığı hırpani kıyafetli dilencilere benzemiyordu. Üzerindeki giysiler eski fakat temizdi. Eli yüzü temiz ve sağlıklı görünüyordu. 'Sapa sağlam adam gidip çalışacağına dileniyor, belki benden daha zengindir' diye düşündü. Zaten canı çok sıkkındı,birde sinirlenmişti. Alaycı bir ses tonuyla:
- Ekmek parası mı istiyorsun ? diye sordu.
- Hayır çikolata parası lazım! Bülent'in kızgınlığı şaşkınlığa döndü. Espri yeteneği olan dilencinin hali de başka oluyor diye düşündü.
- Niye siz ekmek bulamayınca çikolata mı yiyorsunuz?
- Hayır. Ekmek bulamadığımız günler genellikle bulgur pilavı yeriz, onu da bulamadıysak aç yatarız. Bülent adamın ciddi mi konuştuğunu yoksa dalga mı geçtiğini anlayamamıştı.
- Bu gün karnınız doydu üstüne tatlı mı istedi canınız?
- Fakirin canı mı olur ki, tatlı istesin beyim.
- Bu bir kamera şakası mı yoksa sen iş bulamamış stendapçı mısın?
- Hiçbiri değil. Sadece fakirim. Bugün karımın doğum günü, ona çikolata götürmek istiyorum.
- Doğum gününde yaş pasta alınır bildiğim kadarıyla.
- O bizim için değil zenginler için. Otuz yıllık evliliğimiz boyunca ona bir kez bile yaş pasta alamadım. Ama her doğum gününde mutlaka çikolata götürdüm. Çikolatayı çok sever.
Adamın söyledikleri Bülent'in dikkatini çekmişti. O akşam karısıyla kavga etmiş, kapıyı çarpıp kendini sokağa atmıştı. Arabasına da binmemiş sahile kadar yürümüştü. Denizi seyretmek de onu rahatlatmamıştı. Oysa eskiden denizi seyrederken çok rahatlardı. Dalgalar sıkıntısını alıp götürürdü. Fakat karısının evde ağlıyor olduğunu bildiği için olsa gerek, hiçbir şey onu rahatlatmıyordu. Dilenciyle konuşurken biraz kafası dağılmıştı.'Acaba söyledikleri gerçek mi, yoksa uyduruyor mu' diye düşündü.
- Cebinde bir çikolata alacak para yok mu şimdi?
Bülent'in sorusu üzerine adam ceplerini boşalttı, bir nüfus cüzdanından başka bir şey çıkmadı.
- Ben dilenci değilim. İşim yok. Günlük çalışırım, ne iş bulursam yaparım. Fakat bu gün bütün gün iş aradım, aksilik bu ya, hiçbir iş bulamadım.
Bülent oturduğu bankı işaret ederek yer gösterdi.
- Oturun biraz dertleşelim bari, dedi.
Adam çekingen çekingen oturdu yanına.
- Yokmu eşin dostun, borç alacak akraban?
- Fakirin akrabaları da fakir olur beyim. Bulurlarsa kendi karınlarını doyururlar.
- Dilenecek kadar çok mu seviyorsun karını ?
- Hem de çok seviyorum. Otuz yılımı aydınlattı o benim.
- Hımmmm. Aşk hemde otuz yıl süren aşk. Hayret doğrusu! Aşkın ömrü en fazla üç yıl diyorlar oysa. Sen otuz yıldan bahsediyorsun.
- Evet. Geçen yıllar sevgimi azaltmadığı gibi artırdı.
- Söyle o zaman nedir evlilikte mutluluğun sırrı? Söylediklerine bakılırsa sen mutluluğun formülünü bulmuş gibisin.
- Ben ilkokulu bile bitirmedim. Öyle formül falan bilmem.
- Formül dediysem kimya formülü sormuyorum canım. Bende altı yıllık evliyim. Sevdiğim kadınla evlendim, fakat mutlu değilim. Sürekli kavga ediyoruz. Daha iki saat önce kapıyı çarptım çıktım. Evimiz, arabamız, işimiz, gücümüz, her şeyimiz var, ama mutlu değiliz. Senin hiçbir şeyin yok, ama mutlusun. Para mı acaba bizi mutsuz eden?
- Hiçbir şeyim yok mu? Hayır benim her şeyim var. Benim karım her şeyim. Sevgilim, eşim, arkadaşım, hayat yoldaşım. Hayatımı paylaştığım insandan daha değerli ve daha önemli ne olabilir ki dünyada? Sizin ev, araba, iş diye her şey dediğiniz şeylerdir aslında hiçbir şey olan.
- Öyle deme, şu kadar varlığın içinde bile karım her şeyden şikayet ediyor. Bir de fakir olsam kim bilir ne olur?
- Altın tasın, kan kusana faydası yoktur beyim. Sen kadın ruhunu hiç anlamamışsın. Hiçbir kadın iyi bir evde oturduğu, hergün çeşit çeşityiyecekler yediği için mutlu olmaz. Bir kadın, kocasının her şeyi olduğunu bildiğinde ancak mutlu olur.
- Sizin mutluluğunuzun sırrı bumu ?
- Olabilir. Ben karıma değerli şeyler alamıyorum ama ona benim için ne kadar değerli olduğunu hissettiriyorum. O da çok mutlu oluyor.
- Bir kadına değerli olduğunu nasıl hissettirilir?
- Küçük kızı severek.
- Küçük kız mı ? Hangi küçük kız ?
- Yaşı kaç olursa olsun her kadının içinde hiç büyümeyen bir küçük kız vardır. O kızı ne kadar çok sever, ne kadar çok mutu edersen, o kadını da o kadar mutlu edersin.
- Nasıl yani ?
- Küçük kız neleri sever, nelerden hoşlanır bir düşünün. Küçük kızlar hep beğenilmek, ilgi görmek isterler. Güzel olduklarını duymaya bayılırlar.Kendilerine prensesmiş gibi davranılmasını beklerler. Küçük kızlar hep prenses olmayı hayal ederler. Sürprizlerden hoşlanırlar. Biraz şımartılmakisterler. Sevilmek ve sevildiklerini hep duymak isterler. İltifata doymaz küçük kızlar. Öyle değil mi?
- Haklısın. Benim dört yaşımda bir kızım var. Adı Aylin. Her akşam boynuma sarılır 'babacığım beni ne kadar seviyorsun?' diye sorar. Giysisinideğiştirdiği zaman etrafımda 'Baba güzel olmuş muyum?' diye sorar durur. Güzelsin demem de yetmez ona. ' Harikasın prenses gibi olmuşsun' demeliyim. Dünyanın en güzel kızı demeliyim.
- İşte kadınlar bir ömür boyu bunu duymak isterler. Ben elli yaşındaki karıma böyle davranıyorum. Ömrümüz olurda seksen, doksan yıl da yaşarsak ben ona böyle davranmaya devam edeceğim. Ona 'bebeğim' diye hitap ediyorum çok hoşuna gidiyor. 'Bebeğim bana bir çay yapar mısın?' dediğimde çay yapmak için nasıl koşturduğunu görmelisiniz.
- Hiç kavga etmezmisiniz siz?
- Kavga evliliğin tadı tuzu. Arada biz de tartışırız. Küsüp barışmanın tadı ayrıdır. Benim karım bir keçi kadar inatçıdır. Onunla barışmak içinuğraşmak ayrı bir keyif verir bana.
- Benim eşim çok ciddi kadındır. Hiç küçük kız havası yok onda.
- Küçük kızlar büyüdükleri zaman artık sevgi, ilgi istemeye utanırlar. En ciddi yada en yaşlı kadının bile o küçük kız mutlaka vardır. Yeter ki sen otatlı kızı sevindirmeyi, mutlu etmeyi bil. Ve o küçük kızı asla aldatma. Yoksa bir daha sana güvenmez ve ne yaparsan yap hep kuşkuylabakar. Küçük kızlar hem çabuk mutlu olurlar hemde çabuk kırılırlar. Çok narindir onlar. Hoyrat elleri sevmezler. Yumuşak dokunuşları severler.
- Bu tavsiyeni deneyeceğim. Fakat her zaman yapabilir miyim bilmiyorum. Bazen işlerim çok yoğun oluyor o zaman eve çok yorgun gidiyorum.
- Bu sadece bir bahane. O küçük kızı mutlu etmek dünyanın en kolay işi. Çoğu zaman birkaç tatlı söz yeterli olur. Sen o küçük kızı mutlu ettiğindekarşılığını fazlasıyla alırsın. Artık o seni rahat ettirmek için elinden gelen gayreti gösterir. Karısı mutlu olmayan erkek mutlu olamaz. Mutlu olmak isteyen erkek önce hayat arkadaşını mutlu etmelidir. Düşünsene somurtkan, mutsuz, sürekli söylenen biriyle yolculuğa çıksan ne kadar mutlu olabilirsin.
- Haklısında bende bütün gün ailem için çalışıp yoruluyorum.
- Yine para, yine dış sebepler. Evet para önemli ve gerekli ama kadınlar para için erkekleri sevmezler. Para geçici mutluluklar verir. Kadınlar hediye almayı severler. Paran varsa hediye al tabi. Ama hediyeyle mutlu olmasını bekleme. Hediyenin yanına sevgini katmazsan hediyenin bir anlamı yoktur. Benim hiçbir zaman çok param olmadı. Günlük kazandım günlük yedik. Bazen aç kaldığımız günler oldu. Hiçbir zaman karımın kulaklarına altın küpe takamadım ama, her zaman aşk sözleri fısıldadım. Hiçbir zaman boynuna pırlanta gerdanlık alamadım ama hep öpücüklerle sevdim boynunu. Hiçbir zaman ona ipek elbiseler giydiremedim ama kendi bedenimle ipek elbise gibi yumuşacık sardım bedenini ve mutlu ettim onu.
Adam ayağa kalktı.
- Bana müsaade, artık gitmeliyim, karım merak eder. Sende git evine küçük kızın gönlünü al, belki o küçük kız şimdi evde ağlayıp duruyordur.
Bülent de ayağa kalktı. Kuvvetlice elini sıktı.
- Sizi tanıdığıma çok memnun oldum.
Elini bıraktı koluna girdi. Yolun karşısındaki pastaneyi gösterdi. - Hadi gel eşin için şuradan çikolatalı pasta alalım, dedi.
Pastayı aldılar. Adam hayatında ilk defa karısına yaş pasta götürmenin mutluluğuyla, bin bir teşekkür ederek evinin yolunu tuttu. Bülent de pastanenin yanındaki manavdan karısının en sevdiği meyvelerden aldı. Evine geldiğinde karısı şişmiş gözlerle mutfak masasında oturmuş su içiyordu. Bülent hiç konuşmadan meyveleri büyükçe bir tabağa döküp yıkadı, sonra eşinin önüne koydu.
- Bunlar dünyanın en şanslı meyveleri, dedi.
İnci hiç konuşmadı.
- Sorsana 'niye' diye.
İnci kızgın kızgın:
- Niye? Diye sordu.
- Çünkü dünyanın en güzel ve en tatlı kadının midesine gidecek, dedi gayet ciddi bir ses tonuyla.
İnci şaşırmıştı. Bir anda yüzünün ifadesi yumuşamıştı.
- Bunlar senin sevdiğin meyveler, senin için aldım.
- Hayret bir şey! Her zaman kendi sevdiğin meyveleri alırdın. Benim hangi meyveleri sevdiğimi iyi hatırlamışsın. Aslında bu beklediğim istediğim bir şeydi. 'bak senin sevdiğin meyveleri aldım' Ama şimdi kıymeti yok. Çünkü sana çok kırgınım, meyve alarak gönlümü alamazsın.
- Özür dilerim seni kırdığım için.
Sonra Bülent yere diz çöktü.
- Cezam neyse razıyım. Ama bir tek şey istiyorum senden. Seni delice seven bu adamı senden mahrum etme.
Bülent yere çömelmiş, boynu bükük bir vaziyette çok komik görünüyordu. İnci kıkır kıkır gülmeye başladı.
- Affetmek o kadar kolay değil. Bakalım hangi cezalara katlanabileceksin, dedi.
Bülent işte o zaman ona muzip muzip bakan eşinin içinde sakladığı küçük kızı gördü.
Bundan sonra her şey daha farklı olacak diye düşündü. ...

beyzanur
Thu 19 November 2009, 12:52 am GMT +0200
Daha önce okumuştum bunu
Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır atasözü bu yazıya uygun sanırım
Paylaşım için teşekkür ederim merziye kardeşim +rep devamı dileğiyle...

hafizvuslat
Thu 19 November 2009, 10:27 am GMT +0200
Yasli adamin anlattigi uslup,gunumuzde fazlasiyla goz ardi ediliyor...
Nedense bayanlar kadar erkeklerde ayni sekilde tatli dli,yumusak kalbi ariyorlar,ve haklilarda.Bazi seyler karsilikli guzeldir,karsilikli yasaninca tad alir,zevk verir.Gerek evlilikte gerekse dostluklarda bu boyledir.En onemli sey ise SAYGI´dir.
Birbirimize karsi saygimizi ve sevgimizi yitirmemeye gayret gosterelim.
Sevgili merziye paylasimin icin tesekkur ediyorum.
+rep
Sevgi ve Dua ile...

selamullahhoca
Thu 19 November 2009, 01:35 pm GMT +0200
Herşey sevgi ile güzeldir ve hoştur insanları anlayışla karşlılamak her türlü yapılan eyleme benimsemesek bile tepkili karşılamamak ve on yapılan eylemlerin dahi aslında hakikati rahmanı görebilmek birşeyler konusunda bizleri dahada başarılı kılabilir selametle kalınız güzel paylaşımızdan dolayı  Yüce Rahman c.c razı olsun...

ebrar
Thu 19 November 2009, 02:29 pm GMT +0200
her okuduğumda yüzümde tebessümler oluşturan güzel bir hikaye paylaştığın için teşekkürler  :)
uygulamaya geçirebilmek çok önemli bencede

rumeysa
Sun 6 December 2009, 12:45 am GMT +0200
çok güzel bir hikaye. paylaşım için teşekkürler...

zahdem
Sun 6 December 2009, 01:36 am GMT +0200
allah rasulu efendimiz(sav):<birmüslümanın din kardeşine tebessümle bakması,güler yüz göstermesi o kişi için sadakadır>buyrmuşlardır.

Lalemsi
Tue 22 June 2010, 01:04 am GMT +0200
cok anlamli bir yaziydi elinize emeginize saglik tesekkürler

Salihalp
Tue 22 June 2010, 10:09 pm GMT +0200
çok hoş:) tebessümle okudum bende ee sizde tebessüm edin diye +rep:)

obukcan
Thu 24 June 2010, 04:02 pm GMT +0200
:)Sevgi verilirmi?alınırmı?sorusunun en güzel cevabı bu işte..SEVGİ VERİLİRSE ALINIR!..

S_e_v_a
Sun 11 July 2010, 11:18 am GMT +0200
Daha önce okumuştum çok güzel ders almamız gereken bir hikaye...

melikebat
Thu 23 February 2012, 01:34 am GMT +0200
çok güzel bi hikaye =) paylaşım için teşekkürler.

sümeyra
Mon 23 April 2012, 07:21 am GMT +0200


    Güzel hikaye..Güzel ipuçlarıyla dolu..Kadın ya da erkek,herkesin içinde büyümeyen bir çocuk vardır bana göre..Çocukluk, saflığın ve temziliğin sembolü olduğu için de;iyi ki var diyorum..

Hadice
Mon 23 April 2012, 09:58 am GMT +0200
Emeğine sağlık kardeşim..,daha öncede okumuştum ama her defasında tekrar okumak iyi geliyor...

ehlidunya
Thu 11 October 2012, 03:38 pm GMT +0200
İnsanların birbirlerine nasıl davranacakları açısından ibretlik bir örnek allah razı olsun

seda nur
Thu 11 October 2012, 04:19 pm GMT +0200
oyle cok kucuk seylerı bazen bır tebessumuN MEYDANA GETRDGI GUZELLIKLEI UNUTUYORUZ MALESEF...bu yazıyı paylaşan kardesımden razı olsun mevlam cok heycanlanarak okudum gercenten:)

saniyenur
Thu 11 October 2012, 05:25 pm GMT +0200
Seven kişi sevdiği için her şeyi yapabilmeli, fedakar olmalı, kendinden önce eşini düşünmeli ve en önemlisi kişi sevdiğini Allah için sevmeli işte sır burda..

mevlüdekalınsaz
Sun 26 January 2014, 08:32 pm GMT +0200
Evet her insanın içinde görünmeyen bir çocuk gizlidir.Bu çocuğu çıkarmak ise kişinin elindedir.Bazen tatlı bir söz,bazen sıcak bir tebessüm ve bazen de yanağını okşayan  öpücük çıkarmaya yetiyor...Ama bu sevginin ebediyete ulaşabilmesi için de Allah için sevmek gerekiyor karşıdakini..
Rabbim birbirimizi rızası için sevebilmeyi ,sevdiklerimizle Ona daha çok yaklaşabilmeyi nasip etsin..

ebu avane
Sun 26 January 2014, 09:50 pm GMT +0200
:) Rabbim yüzümüzden tebessümü dilimizden tatlılığı eksik etmesin bizleri de feaset sahibi eylesin inş çok etkilendimgerçekten 2009 da açılmış bi konu ama ben henüz okudum.

melda 6D
Mon 27 January 2014, 12:13 am GMT +0200
umarım erkekler  verilen mesajı almışlardır  :P  kadınları  ne kadar  iyi anlatmış  çok güzel bir metin olmuş  elinize sağlık 

melda 6D
Mon 27 January 2014, 12:15 am GMT +0200
umulurki  artık kadınları üzmessiniz  çünkü kadınlar   çiçek  gibi en ufak rüzgarda  eğilir  yaprak döker

cerendemir
Mon 27 January 2014, 12:38 am GMT +0200
Kim haklı kim haksız olursa olsun birinin küçük fedakarlığı her şeyi çözüyor.